İçerikler
ToggleCeza hukukunun temel normlarından biri olan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi, disiplin hukukunda da benzer şekilde “fiilin ve cezanın önceden belirli ve öngörülebilir olması” gereğini beraberinde getirir. Bu çerçevede, kamu görevlilerinin ve özellikle kolluk kuvvetleri ile silahlı kuvvetler mensuplarının özel yaşantılarındaki bazı davranışları, görevlerine olan etkisiyle birlikte değerlendirildiğinde disiplin hukukunun konusu haline gelebilir. Bunlardan biri de “kumar oynama” fiilidir. Ancak, her kumar oynayan kamu personelinin doğrudan ve mutlak olarak meslekten çıkarılması gibi bir sonuca varmak, hem hukuka hem de insan haklarına dayalı ölçülülük ilkesine aykırıdır. Bu nedenle konunun mevzuat, içtihat ve uygulama bakımından dikkatle analiz edilmesi gerekir.
Türk Ceza Kanunu’nun 228. maddesi kumar oynamayı suç saymamakta, yalnızca “kumar oynanması için yer ve imkân sağlamayı” cezalandırmaktadır. Bu maddeye göre bireysel olarak kumar oynamak suç teşkil etmemekte, ancak kamu görevlisinin konumu itibarıyla bu davranış, disiplin hukukunun alanına girmektedir. Burada temel ayırt edici unsur, kumar oynamanın kamu görevini icra eden kişi bakımından görevine, sosyal ve aile yaşantısına zarar verecek düzeye ulaşıp ulaşmadığıdır. 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Kanunu’nun 8/6-(çç) maddesi ile 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20/1-(b) maddesi de bu çizgide, “menfaate, içkiye, kumara ve benzeri kötü alışkanlıklara düşkünlüğün” yalnızca varlığını değil, bu düşkünlüğün mesleki ve toplumsal hayata etkisini esas almaktadır.

Söz konusu düzenlemelerde dikkat çekici olan, salt kumar oynamanın değil, kumara olan düşkünlüğün, yani davranışın alışkanlık ve bağımlılık düzeyine varan bir nitelik taşımasının cezai sonuç doğurabileceğidir. Örneğin bir personelin yalnızca bir defaya mahsus olarak, arkadaş ortamında veya seyahat sırasında kumar oynaması, bu davranışın süreklilik arz etmemesi, hizmetini aksatmaması ve sosyal ilişkilerini zedelememesi durumunda, meslekten çıkarma gibi ağır bir disiplin cezası ile karşılaşması hukuka aykırı kabul edilecektir. Zira bu durumda ölçülülük ilkesi çiğnenmiş olur.
Nitekim Danıştay içtihatları da bu doğrultudadır. Kamu görevinden çıkarılma yaptırımı gibi ağır sonuçlar doğuran işlemlerde, kişisel yaşam ile kamusal görev arasındaki dengenin gözetilmesi gerektiği sıkça vurgulanmaktadır. Kararlarda, kumara olan düşkünlüğün görev yerinde devamsızlık, borçlanma, rüşvet eğilimi, tehdit, çevreye rahatsızlık verme gibi başka olumsuz davranışlarla birleştiği hallerde ağır disiplin yaptırımlarının uygulanabileceği ifade edilmektedir. Aksi halde yalnızca özel yaşantıya ilişkin bir eylem olarak kalan ve kamu hizmetine yansıması bulunmayan kumar davranışı, kamu görevinden çıkarma gibi orantısız bir ceza ile karşılık bulamaz.
Uygulamada sıkça karşılaşılan bir diğer sorun, kripto para veya çevrim içi yatırım platformlarında yapılan işlemlerin “kumar” olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği yönündedir. Türk Ceza Kanunu kumarı “kazanç amacıyla oynanan ve kazancın tamamıyla veya kısmen talihe bağlı olduğu oyunlar” olarak tanımlarken, kripto varlıklarla yapılan borsa veya yatırım işlemleri bu tanıma girmemektedir. Nitekim bu tür faaliyetler Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenlemelerine tabi olabilir, ancak kumar olarak değerlendirilemez. Bu nedenle kripto para alım-satımı yapan bir kamu görevlisinin doğrudan bu nedenle disiplin cezasına çarptırılması mümkün değildir.
6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 19/1-(i) maddesinde ise “kumar oynamak” yalnız başına ve alışkanlık oluşturmaksızın, “hizmet yerini terk etmeme” cezasını gerektiren bir disiplinsizlik olarak sayılmıştır. Bu da bize, eylemin tekrar etmediği, hizmeti aksatmadığı ve çevreye zarar vermediği durumlarda daha hafif yaptırımların öngörüldüğünü göstermektedir. Aynı şekilde, 7068 sayılı Kanun’un 8/6-(n) maddesinde “kumar oynamak” disiplinsizliği meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiiller arasında yer almakla birlikte, bu düzenleme de tek başına yeterli değildir. Zira disiplin cezalarının uygulanmasında her zaman olayın özelliği, failin tutumu, eylemin niteliği ve göreve olan etkisi birlikte değerlendirilir.
Yargısal içtihatlarda, yalnızca bir defa kumar oynayan ve bu davranışı görevine etki etmeyen bir personelin meslekten çıkarılmasının orantısız bir müdahale olduğu vurgulanırken; diğer yandan kumar bağımlılığı nedeniyle borçlanan, borcunu kapatmak için usulsüz işlem yapan, görev yerini terk eden veya çevresinde güven kaybına neden olan personel hakkında meslekten çıkarma yaptırımının uygun görüldüğü kararlar da bulunmaktadır. Burada esas olan; kişinin davranışının sadece kişisel bir tercih değil, kamusal görevi ve güven ilişkisini zedeleyen bir alışkanlık haline gelip gelmediğidir.
Sonuç olarak, yalnızca kumar oynamak, alışkanlık haline getirilmemişse ve görevle ilgisi bulunmuyorsa, kamu görevlisinin doğrudan meslekten çıkarılmasını gerektirmez. Ancak bu eylem, kişinin görevine sadakatini zedeleyen, toplum nezdindeki güveni sarsan, sosyal çevresine zarar veren bir boyuta ulaşmışsa veya kamu hizmetinin aksamasına neden olmuşsa, bu durumda meslekten çıkarma dahil olmak üzere ağır disiplin cezaları uygulanabilir. Bu noktada disiplin hukuku, kamu görevlisinin davranışını yalnızca “hukuka aykırılık” bakımından değil, aynı zamanda “ahlaki ve toplumsal değerlerle bağdaşabilirlik” yönünden de değerlendirmektedir.
Kumar Oynamak Nedeniyle Meslekten Atılma Sıkça Sorulan Sorular
Yalnızca bir kez kumar oynadım, meslekten çıkarılır mıyım?
Hayır. Eğer bu davranış tekil bir olaysa, süreklilik arz etmiyorsa ve görevinizi, sosyal veya aile yaşantınızı olumsuz etkilemiyorsa doğrudan meslekten çıkarma uygulanmaz. Ancak yine de disiplin soruşturması açılması mümkündür.
Kumar oynamak suç değilse neden disiplin cezası veriliyor?
Disiplin hukuku, ceza hukukundan bağımsızdır. Kamu görevlisinin topluma örnek olma yükümlülüğü vardır. Dolayısıyla bazı eylemler suç olmasa da kamu görevine zarar verdiği gerekçesiyle disiplin yaptırımı uygulanabilir.
Kripto para alım-satımı da kumar sayılır mı?
Hayır. Kripto para yatırımı, Ceza Kanunu’nda tanımlanan anlamda kazancın yalnızca talihe bağlı olduğu bir oyun değildir. Bu nedenle kumar kapsamında değerlendirilmez.
Disiplin cezasına karşı ne yapabilirim?
Disiplin cezasının dayandığı iddialar ve hukuki gerekçeler dikkatle incelenmeli, gerekirse idari yargıya başvurarak işlemin iptalini talep edebilirsiniz. Disiplin cezasının ölçülülük ilkesine aykırı olması halinde mahkemeden lehinize karar çıkması mümkündür.