Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması 2025

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, kamu hizmetlerinin gizli ve kritik alanlarında görev alacak personelin güvenilirliğini tespit etmeye yönelik çok boyutlu bir inceleme mekanizmasıdır. Bu süreç hem devletin milli güvenlik çıkarlarını korumayı, hem de atama öncesi adayın hak ve özgürlüklerini dengede tutmayı amaçlar.

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, kamu görevine atanan kişilerin adli, idari, mali ve sosyal geçmişlerinin incelenerek devletin güvenlik ve düzeni açısından risk oluşturup oluşturmadıklarının belirlenmesi amacıyla yapılır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A maddesi ile 703 sayılı KHK’da düzenlenen bu süreçte, “olumsuz” rapor alınması halinde atama işlemi durdurulur ve aday elenir. Adaylar, bu idari işleme karşı hem kurum içi itiraz hem de idari yargıda iptal davası açma hakkına sahiptir. Makalede önce olumsuz güvenlik soruşturmasının sonuçları, ardından itiraz ve dava süreçleri; son olarak da emsal mahkeme kararlarına yer verilecektir.

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Hukuki Dayanak

Anayasal Düzenleme

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5. ve 125. maddeleri, devletin kamu düzeni ve milli güvenliği koruma görevini düzenler. Bu maddeler, güvenlik soruşturması yetkisinin ve sınırlarının hukuki temelini oluşturur.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu

657 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (A) fıkrası, memuriyete girişte güvenlik soruşturması ile arşiv araştırmasının zorunlu olduğunu hükme bağlar. İlk defa atanacaklar ile kurum içi terfi veya yer değişikliği işlemlerinde bu inceleme şarttır.

703 sayılı KHK ve Genelgeler

11 Ocak 2018 tarihli 703 sayılı KHK, usul ve esasları güncelleyerek, hangi kurumların nasıl iş birliği yapacağını, hangi bilgi ve belgelerin isteneceğini ayrıntılı biçimde belirler. Ayrıca 2007, 2012 ve 2018’de yayımlanan başbakanlık/cumhurbaşkanlığı genelgeleri uygulama ayrıntılarını ve model formları içerir.

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu

6698 sayılı KVKK, süreç boyunca toplanan kişisel verilerin muhafazası, işlenmesi ve erişim yetkilerini düzenler. Adayın özel hayatı korunurken, yalnızca sürecin gerektirdiği veriler kullanılmalıdır.

Hanka Whatsapp
ASTASAK adaylık, SUTASAK ve ASTASAK güvenlik soruşturması ile ASTASAK idari dava süreci hakkında bilinmesi gereken tüm detaylara göz atın

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmasının Amaç ve Kapsamı

  • Milli Güvenliğin Tesisi: Kritik pozisyonlara atananların casusluk, irtica veya yolsuzluk riski taşımamasını sağlamak.
  • Kamu İtibarının Korunması: Kurumların güvenilirliğini muhafaza ederek toplumsal huzuru desteklemek.
  • Hukuki Denge Kurma: Adayın hak ve özgürlüklerini koruyarak şeffaf bir inceleme yürütmek.

Kapsam

  • İlk Defa Memur Atanacaklar: 657 sayılı Kanun kapsamındaki kadrolar.
  • Kurum İçi Terfi/Yer Değişikliği: Mevcut memurların sınıf geçişi veya kurum içi pozisyon değişimi.
  • Sözleşmeli ve Danışman Personel: Özel sektörden kamuya geçişte.
  • Savunma ve İstihbarat Adayları: MİT, Kara/Deniz/Hava Kuvvetleri subay ve astsubay okulları.
  • Yüksek Güvenlikli İhaleler: Danışman veya yüklenici temsilcileri.

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmasında İncelenen Temel Unsurlar

Soruşturma ve araştırma, adeta bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı safhalardan oluşur; öncelikle adayın beyanları ve kimlik bilgileri doğrulanır, ardından ilgili kurumlar arası resmi yazışmalarla adli ve istihbarat kayıtları sorgulanır, daha sonra mali durum ve sosyal çevre tespitleri gerçekleştirilir. Son aşamada tüm bulgular bir rapor haline getirilerek atama yetkilisine sunulur ve adayın hangi sınıflandırma düzeyine uygun olduğuna karar verilir.

Resmi yazışmalar tamamlandıktan sonra mali durum incelemesi yapılır. Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan adayın vergi mükellefiyetine, beyan ettiği gelir ve mal varlığına ilişkin raporlar alınır; bankalar ve diğer finansal kurumlar nezdinde kredi kartı borçları, kredi taksitleri, icra takibi gibi yükümlülük durumu sorgulanır. Mali durumun adayın beyanıyla uyumlu olması, yüksek borçluluk veya mali baskıya açık profillerin tespit edilmesi açısından kritik önem taşır.

Adli Sicil Kayıtları

TCK maddeleri, suçun niteliği, ceza türü, süresi ve denetimli serbestlik durumları.

İstihbarat ve Emniyet Kayıtları

Terör, casusluk, organize suç gruplarıyla olası bağlantılar.

Mali Durum ve Kaynak İncelemesi

Gelir–gider dengesi, vergi borçları, gayrimenkul ve taşıt kayıtları, icra takipleri.

Aile, Eş ve Yakın Çevre Araştırması

Akrabaların adli sicil durumları ve sosyal itibar ölçümü.

Yurt Dışı Bağlantılar ve İletişimler

Vize ve seyahat geçmişi, uluslararası STK veya konferans katılımları.

Belgeler, Kimlik İncelemesi

Diploma, sertifika ve nüfus kaydı doğrulamaları; sahte belge tespiti için ek yazışmalar.

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmasının Birlikte Uygulandığı Kadro ve Personel Grupları

7315 sayılı Kanun’un üçüncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince, devletin gizli bilgi ve belgelerini barındıran birimlerde görev alacak personel; öğretmenler, üst kademe kamu yöneticileri ve milli güvenlik açısından stratejik öneme sahip birim, proje, tesis ve hizmetlerde istihdam edilenler hakkında, arşiv araştırmasıyla birlikte güvenlik soruşturması yürütülür.

Bu düzenlemeye paralel olarak Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’nin dokuzuncu maddesinin ikinci fıkrasında da kapsam net biçimde çizilmiştir. Buna göre,

  • Kamu kurum ve kuruluşlarının gizlilik dereceli birimlerinde,
  • Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı teşkilatlarında,
  • Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde,
  • Öğretmenlik kadrolarına atanacaklar ile üst kademe kamu yöneticilerine,
  • Özel kanunlarla güvenlik soruşturmasına tâbi tutulan diğer personele

Hem “güvenlik soruşturması” hem de “arşiv araştırması” eş zamanlı olarak uygulanır. Bu iki aşamalı inceleme, adayın geçmişine dair kayıtlardan başlayarak idari ve adli kaynaklara kadar uzanan geniş bir yelpazede veri toplanmasını ve değerlendirilmesini sağlar; böylece kritik kamu görevlerine atamalarda yüksek düzeyde güvenlik ve şeffaflık temin edilir.

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmasının Yaşanan Mağduriyet

Teknik olarak erişilebilen açık kaynak verileri de süreçte önemli bir yer tutar. Adayın sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar, forum ve gruplardaki yorumları, internet üzerindeki yayınlanmış röportaj ve makaleleri analiz edilerek ideolojik eğilimler, yabancı bağlantılar veya aşırı görüş ve söylemler izlenir.

Son yıllarda bilişim suçları ve dijital kimlik sahtekarlıkları artış gösterdiği için kimlik doğrulama süreçleri e-Devlet kayıtlarıyla çapraz sorgulamaya tâbi tutulur; diplomalar, sertifikalar ve kimlik belgelerinin aslına uygunluğu incelenir. Bu kapsamda sahte belge ihtimali bulunan durumlarda YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı, Yurt Dışı Eğitim Öğrenim Denklik Merkezi gibi kurumlarla ek yazışmalar yürütülür.

Özellikle, hakkında daha önce kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) hükmedilmiş veya beraatle sonuçlanmış yargılamalar dahi arşiv araştırması kapsamında değerlendirilebilmekte ve bu durum kişinin kamu görevine atanmasının önünde bir engel olarak kullanılabilmektedir.

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmasında Objektiflik ve Şeffaflık

Yargı kararlarında da güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması süreçlerinin hukuki güvence açısından ciddi eksiklikler taşıdığı açıkça ifade edilmektedir. Mahkemeler, bu incelemelerin belirli ve öngörülebilir kriterlere dayandırılmadığını, aksine tamamen idarenin takdirine bırakıldığını vurgulamaktadır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının nesnel ölçütlerden yoksun şekilde yürütülmesi, kamu gücünün keyfi kullanılmasına açık kapı bırakmakta ve bireyler açısından hukuki belirsizlik yaratmaktadır.

Dahası, arşiv araştırması aşamasında nesnel ölçütlerden sapılarak, elde edilen bilgiler muğlak değerlendirmelere zemin hazırlayabilir; bu duruma göre vatandaşların anayasal “kamu hizmetine girme hakkı” engellenebilir. Oysa Anayasa uyarınca tüm vatandaşlar, görev tanımında aranan niteliklerden başka ayırıma tabi tutulmadan kamu görevine başvurma hakkına sahiptir. Mevcut uygulama ne şeffaf ne de denetlenebilir olduğundan, görünmez ve izlenemez bir elin bireylerin kamu hizmetine girişini fiilen durdurmasına imkân tanımaktadır.

Güvenlik Soruşturması Sürecinden Ne Anlaşılması Gerekir?

Güvenlik soruşturması, kamu görevine aday olan kişinin geçmiş davranışları, tutumları ve bazı kişisel özelliklerinin incelenerek üstlenmek istediği pozisyona engel teşkil edecek bir durumun olup olmadığının belirlenmesi sürecidir. Arşiv araştırması ise adayın, mevcut resmi kayıtlarda kamu görevine girişini engelleyecek somut bir bilgi veya durum barındırıp barındırmadığını tespit etmeye yöneliktir. Her iki işlem de “güvenlik soruşturması” ve “arşiv araştırması” kapsamında, memuriyet veya diğer kamu görevlerine atanan kişiler hakkında yürütülür; temel amaç, adayın kamu hizmetine alınmasında bir sakınca bulunup bulunmadığını ortaya koymaktır. Ayrıca TSK Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Arşiv Araştırması Süreci Ne Anlama Gelir?

Arşiv araştırması aşamasında, 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’nun dördüncü maddesi uyarınca adayın adli sicil kaydı, hâlihazırda kolluk kuvvetlerince aranıp aranmadığı ile hakkında getirilen tedbir ya da kısıtlamalar incelenir. Kesinleşmiş mahkeme kararları, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin hükümler ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları gibi yargı süreçlerindeki sonuçlar da arşiv araştırması kapsamında değerlendirilen veriler arasındadır. Ayrıca, devam eden veya sonuçlanmış soruşturma ve kovuşturmaların somut olguları; kamu görevinden çıkarma ya da memuriyetten ihraç cezası bulunup bulunmadığı gibi disiplin ve adli süreç bilgileri de titizlikle taranır. Tüm bu bilgiler, Genel Bilgi Toplama (GBT) kayıtları üzerinden de kontrol edilerek hem arşiv araştırmasının hem de güvenlik soruşturmasının kapsamlı ve güvenilir bir değerlendirme zemini oluşturması sağlanır. Güvenlik soruşturması ve daha fazlası için Konya avukat sayfamızdan bize ulaşabilirsiniz.

Güvenlik Soruşturmasında Hangi Verilere Bakılır?

  • Adli Sicil ve GBT Kayıtları
    Adayın sabıka kaydı ve Genel Bilgi Toplama (GBT) sistemi üzerinden erişilebilen geçmiş adli işlemleri.
  • Kolluk ve İstihbarat Kurumları Verileri
    Emniyet, jandarma ve Milli İstihbarat Teşkilatı kayıtlarındaki şerh, tutanak ve arşiv notları.
  • Devam Eden veya Sonuçlanmış Yargılamalar
    Hâlen soruşturması süren ya da kovuşturması tamamlanmış davalara ilişkin somut karar ve tutanaklar.
  • Tedbir ve Kısıtlama Bilgileri
    Kişi hakkında uygulanan adli kontrol, yakalama veya arama kararları gibi sınırlayıcı tedbirler.
  • Disiplin ve Kamu Görevinden Çıkarma Kayıtları
    Memuriyetten çıkarma, görevden uzaklaştırma veya benzeri disiplin cezalarıyla ilgili arşiv kayıtları.
  • Yabancı Bağlantılar ve Uluslararası İlişkiler
    Adayın yabancı devlet kurumlarıyla veya yurtdışındaki kişi ve kuruluşlarla resmî ve gayrı resmî bağlantıları.
  • Terör ve Örgütlenme İlişkileri
    Terör örgütleri veya suç örgütleriyle eylem birliği, irtibat ve iltisak iddialarına dair belgeler.
  • Sosyal Medya ve İnternet İncelemesi
    Görev niteliğine göre adayın çevrimiçi paylaşımları, profil bilgileri ve etkileşimleri.

Arşiv Araştırmalarında Tarafsızlık ve Delil Kriterleri

Ceza dosyalarındaki şikayetçi veya tanık beyanları ve hatta savcılık iddianamesi, şahsi izlenimlere dayalı olabilir ve kesin bir somut delil niteliği taşımaz. Bu tür sübjektif ifadelerin aynen arşiv araştırmasına eklenmesi, incelemenin nesnel yapısını bozar. Bu nedenle, yalnızca belgelenmiş, somut ve doğrulanabilir veriler esas alınmalıdır. Böylece güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması süreçleri, adil, tutarlı ve hukuka uygun bir değerlendirme zeminine kavuşur.

Güvenlik Soruşturmasının Olumsuz Sonuçlanması ve Elenme İşlemi


Güvenlik soruşturması sürecinde adayın beyan ettiği bilgilerin resmi kayıtlarda doğrulanması esas alınır; bununla birlikte, inceleme sırasında derinlemesine mali sorgulama, adli işlemlere ilişkin arşiv taraması, sosyal medya ve yabancı temasların analizi de yürütülür.

Olumsuz sonucun dayanakları genellikle terör veya casusluk örgütleriyle ilişki şüphesi, geçmiş dönemde yargılaması süren veya hüküm giymiş bir davanın varlığı, mali durumundaki tutarsızlıklar ya da yakın çevresinde yüksek risk teşkil eden kişilerin bulunması gibi kriterlere dayanır. Bu tespitler genellikle raporun “güvenlik riski oluşturur” bölümünde özetlenir; ancak adayın hangi tespitlerin hangi delillere istinaden yapıldığı çoğu zaman ayrıntılı olarak belirtilmez. Bu belirsizlik, elenme işleminin idari niteliğini güçlendirirken, adayın kendisini savunmasını da güçleştirir.

Elenme işlemi, atama yetkisine sahip idare tarafından tek taraflı olarak tesis edilen bir idari işlemdir. Bu işlemle birlikte, adayın atama belgesi hazırlansa dahi sürecin hiçbir aşamasına geçiş yapılamaz.

Yürürlükteki mevzuat – başta 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A maddesi ve 703 sayılı KHK çerçevesinde çıkarılan yönetmelik–, olumsuz raporun nihai ve bağlayıcı olduğunu düzenler. Bununla birlikte, idari işlemin tesisinden sonraki usul ve süreler de açıkça tanımlanmıştır; zira tebliğ, itiraz ve dava süreleri çoğu zaman aşırı dar kalabilmektedir.

Güvenlik Soruşturması Elenme Kararı


Olumsuz güvenlik soruşturması raporu, adayın başvuru sırasında beyan ettiği adresine iadeli taahhütlü mektupla veya e-Devlet üzerinden elektronik bildirimle tebliğ edilir. Tebliğ tarihinin kesinleşmesi, yürütülecek itiraz ve dava süreçlerinin başlangıç noktasıdır.

Aday, tebliğden itibaren on beş iş günü içinde 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca raporun içeriğini ve dayanak belgelerini talep edebilir. Bu talep, adayın hangi bilgi ve belgelere itiraz etmesi gerektiği konusunda yol göstericidir.

Bilgi edinme talebine yanıt alındıktan sonra aday, elenme kararına dair idari itirazını kurumun insan kaynakları birimine veya ilgili bakanlığa yazılı olarak sunar. İtiraz dilekçesinde, objektiflik ve ölçülülük ilkelerine aykırı karar verildiği; savunma hakkının kısıtlandığı, raporda somut veriler yerine soyut değerlendirmelere dayanıldığı gibi eleştiriler yer alır. Kurumun itirazı reddetmesi halinde ise adayın yolu idari yargıya – yetkili İdare Mahkemesi’ne – düşer.

Güvenlik Soruşturması İptal Davası Hazırlık Süreci


Elenme kararına karşı iptal davası açma hakkı, adayın idari işlemin hukuka aykırılığını yargı denetimine götürmesini sağlar. Tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde yetkili İdare Mahkemesi’ne dava dilekçesi sunulmalıdır.

Bu dilekçede, davacının kimlik ve adres bilgilerinin yanı sıra, işlemin hangi hukuki düzenlemelere aykırı olduğu açıkça belirtilir. Genellikle dayanak olarak 657/48-A, 703 sayılı KHK ve ilgili yönetmelik hükümleri gösterilir. Somut vakada hangi eksikliklerin, hangi usul hatalarının veya hangi ölçüsüz değerlendirmelerin iptal gerekçesi teşkil ettiği delillerle ortaya konur.

Dava dosyasının idareye gönderilmesinin ardından, mahkeme duruşma aranmaksızın “evrak üzerinden inceleme” yöntemini tercih edebilir. Ancak, aday veya idare ek belge talebinde bulunabilir; hakim gerekli gördüğü takdirde keşif kararı vererek kurum arşivine inceleme yaptırabilir. Adayın atama süreci yakın tarihlendiyse, mahkemeden geçici tedbir talep etme imkânı da vardır. Bu talep, “telafisi güç zarar” ihtimalinin varlığını somut olarak göstermesi durumunda kabul edilerek elenme işleminin uygulanmasını durdurabilir.

Güvenlik Soruşturması Emsal Mahkeme Kararları

  • Kamu Denetçiliği Kurumu, 21.10.2022, B. 2022/7313

Başvuranın özel güvenlik görevlisi olabilmesi için yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, Erzurum Valiliği Değerlendirme Komisyonu tarafından olumsuz değerlendirilmiştir. Ancak bu değerlendirme yalnızca tek bir bilgiye dayanmış, ek araştırma yapılmamış ve karar gerekçelendirilmemiştir. Kamu Denetçiliği Kurumu, idarenin takdir yetkisini yeterli gerekçe olmadan kullandığını belirterek, soruşturma sonucunun yeniden değerlendirilmesini tavsiye etmiştir.

  • Kamu Denetçiliği Kurumu Kararı – 2020/10019 (Tavsiye Kararı, 25.12.2020)


Başvurucunun kamuya giriş işlemi, güvenlik soruşturmasındaki tek bir soyut bilgiye dayanılarak reddedilmiştir. KDK, bu durumun hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu değerlendirerek, idarenin kararını gerekçelendirmesi ve başvurucu hakkında elde edilen bilgilerin gerçekten kamu görevine engel oluşturup oluşturmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği yönünde tavsiyede bulunmuştur.

  • Kamu Denetçiliği Kurumu Kararı -2021/10796 (Tavsiye Kararı, 27.12.2021)

Başvurucu hakkında yapılan değerlendirmenin yalnızca tek bir bilgiye dayanarak ve gerekçesiz bir şekilde olumsuz sonuçlandığı, ayrıca başvurucunun savunma hakkının da ihlal edildiği belirtilmiştir. KDK, güvenlik soruşturması sonucunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir.

  • Kamu Denetçiliği Kurumu Kararı -2022/1737 (Tavsiye Kararı, 07.04.2022)

Başvurucunun atanması, hakkında olumsuz bir güvenlik soruşturması sonucuna dayalı olarak engellenmiştir. KDK, söz konusu değerlendirmenin nesnel kriterlerden uzak ve şeffaflıktan yoksun olduğuna hükmetmiş, başvurucunun hakkaniyetli biçimde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

  • Kamu Denetçiliği Kurumu Kararı – 2023/5328 (Tavsiye Kararı, 18.07.2023)

Başvurucunun belediyede işe başlaması, güvenlik soruşturmasındaki belirsiz ve dayanıksız bilgilere dayalı olarak reddedilmiştir. KDK, bu tür uygulamaların hem adil yargılanma hakkını hem de çalışma hakkını ihlal edebileceğini belirtmiş ve idareye yeniden değerlendirme çağrısında bulunmuştur.

  • Mali Uyuşmazlık Güvenlik Riski Sayılamaz – Danıştay 4. Dairesi, 31.05.2017, E.2016/3456, K.2017/2345

Bu kararda mahkeme, kamu görevine atanacak adayın mali beyanları ile bankacılık sisteminde yer alan kayıtları arasında bir uyumsuzluk bulunmasını, doğrudan bir güvenlik riski olarak değerlendirmenin hukuka aykırı olduğuna hükmetmiştir. İdare, adaydan ek açıklama ya da belge talep etmeksizin sadece mevcut uyumsuzluğu gerekçe göstererek olumsuz güvenlik raporu düzenlemiştir. Danıştay, bu uygulamanın savunma hakkını ihlal ettiğini ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu belirterek, tesis edilen işlemin iptaline karar vermiştir. Mahkeme, kişisel mali durumlarla ilgili şüphelerin açıklığa kavuşturulmadan güvenlik tehdidi olarak yorumlanamayacağını vurgulamıştır.

  • HAGB Kaydına Hukuka Aykırı Erişim – Danıştay 8. Dairesi, 09.02.2023, E.2019/6813, K.2023/477

Davacının hakkında verilmiş olan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB)” kararı, güvenlik soruşturması kapsamında değerlendirilmiş ve bu gerekçeyle kamu görevine alınmaması kararlaştırılmıştır. Ancak Danıştay, söz konusu HAGB kararına idare tarafından hukuka aykırı şekilde ulaşıldığını tespit etmiştir. HAGB kararları yalnızca yargı makamlarının erişimine açık olup, idari kurumların bu kayıtlara erişimi yasal değildir. Bu nedenle, hukuka aykırı biçimde elde edilen bilgiye dayanarak yapılan işlemin de hukuki geçerliliği bulunmadığı belirtilmiş ve dava konusu işlem iptal edilmiştir. Kararda ayrıca, delil elde etme yönteminin hukuka uygun olması gerektiği açıkça vurgulanmıştır.

  • Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararının Etkisi – Danıştay 8. Dairesi, 10.03.2023, E.2020/458, K.2023/1143

Bu kararda Danıştay, 4045 sayılı Kanun’a eklenen ve güvenlik soruşturması kapsamında HAGB kararlarının değerlendirilmesini öngören düzenlemenin, Anayasa Mahkemesi tarafından 19.02.2020 tarihinde iptal edildiğini hatırlatmıştır. Ancak, Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesi gereği, söz konusu düzenleme iptal edilmeden önce yapılan işlemlerin geçerli olduğu ifade edilmiştir. Öte yandan, 7315 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında hangi verilere erişilebileceği yeniden düzenlenmiştir. Bu süreçte, 19.02.2020 ile 7315 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi arasında HAGB kararlarının idari birimlerce görülemeyeceği açık bir biçimde ortaya konmuştur. Karar, hukuki boşluk döneminde yapılacak işlemlerin yasal dayanağının bulunmadığına işaret etmektedir.

  • Reşit Olmadan İşlenen Suç Kamu Görevine Engel Değildir – Danıştay 8. Dairesi, 15.02.2023, E.2022/2706, K.2023/579

Mahkeme bu kararında, çocukların işledikleri suçların yaşamları boyunca kamu görevlerinden menedilmelerine gerekçe yapılamayacağını açıkça ortaya koymuştur. TCK’nın 53. maddesi, suçu işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış kişiler hakkında verilen hapis cezasının, sürekli kamu hizmetinden yoksunluk sonucunu doğurmayacağını belirtmektedir. Ayrıca, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 10/3. maddesi, 18 yaş altı bireylerin adli sicil ve arşiv kayıtlarının yalnızca soruşturma ve kovuşturma aşamasında yargı mercilerince istenebileceğini, idareye bildirilemeyeceğini hükme bağlamaktadır. Daire, davacının reşit olmadan önce işlediği bir suç kaydının, bu yasal düzenlemelere aykırı olarak idareye iletildiğini ve bu kayıt esas alınarak yapılan güvenlik soruşturmasının hukuka aykırı olduğunu vurgulamıştır.