SOKAKTAN SAHNEYE, SAHNEDEN ADLİYEYE: RAP MÜZİĞİN SUÇLA ETKİLEŞİMİ
Rap müzik sanatçılarının yargılanmaları ve haklarında sıkça çıkan “uyuşturucu kullanımına özendirme” içerikli haberler, bu müzik türünün toplum nezdinde dışlanmasına ve önyargılarla karşılaşmasına zemin hazırlamaktadır. Özellikle medya ve sosyal platformlarda, rapçilerin kimi zaman asılsız suç isnatlarıyla anılması, bu kişilerin “toplumsal risk” taşıyan bireyler olarak etiketlenmesine yol açmaktadır. Oysa mesele sadece bireysel davranışlar değil, aynı zamanda sanatın ifade alanı ve sınırlarıdır. Bu noktada, rap müziğin bir suçun işlenmesinde araç olarak kullanılıp kullanılamayacağı sorusu gündeme gelmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 190. maddesi çerçevesinde bu durumun nasıl değerlendirileceği ise ayrı bir hukuki tartışma konusudur. Bu çalışmada, söz konusu sorulara kapsamlı ve analitik bir bakış açısıyla yaklaşarak, müzik ve suç arasındaki sınır çizgisini irdelemeyi amaçlıyoruz.
Rap Müzik: Sanat mı? Madde Kullanımına Teşvik Mi?
Son yıllarda Türkiye’de uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımının artışıyla birlikte; kimi rap müzik eserlerinde yer aldığı iddia edilen uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti, temini yahut kullanımı hususunda Rap/Hip-Hop kültürü fanlarında çağrışım yapabilecek farklı bir ifadeyle genç yaştaki kitleyi özendirici, motive edici nitelikteki subliminal şarkı sözlerinin cezalandırılabilir bir eylem mi yoksa sanat özgürlüğünün bir parçası mı olduğu Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Temel Hak ve Ödevler başlığı altında yer verilen Madde 27- Bilim ve Sanat Hürriyeti kapsamında gündeme getirilmektedir.
ANAYASA METNİNDE “BİLİM VE SANAT HÜRRİYETİ”NE NASIL YER VERİLMİŞTİR?
Bilim ve Sanat Hürriyeti
MADDE 27
Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2’nci ve 3’üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.
İKİNCİ FIKRAYA NOT: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ilk üç maddesi, devletin temel yapısını, niteliklerini ve ulusal unsurlarını belirler. Birinci madde, Türkiye Devleti’nin yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğunu açıkça ifade eder. İkinci madde, Cumhuriyetin insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti ilkelerine dayandığını vurgular. Üçüncü madde ise Türkiye Devleti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu belirterek resmî dilini Türkçe, bayrağını beyaz ay yıldızlı al bayrak, millî marşını İstiklal Marşı ve başkentini Ankara olarak tanımlar. Bu üç madde, anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleri arasında yer alır.
Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.
ANAYASA’DA TANIMLANAN “BİLİM VE SANAT HÜRRİYETİ”NİN GEREKÇESİ NASIL YORUMLANMALIDIR?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 27. maddesi, bireylerin bilimsel ve sanatsal faaliyetlerde özgürce bulunmalarını güvence altına alır. Bu maddeye göre herkes, bilim ve sanatı öğrenme, öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda araştırma yapma hakkına sahiptir. Bu düzenleme, bilgi üretiminin ve kültürel gelişimin önündeki keyfi engelleri ortadan kaldırmayı amaçlar. Aynı zamanda, bu özgürlüklerin nasıl kullanılacağı yasalarla belirlenebilir.
Ancak, Anayasa’nın 27. maddesiyle güvence altına alınan bilim ve sanat hürriyeti, diğer yasal düzenlemelerle sınırlandırılabilir. Bu noktada, özellikle kamu sağlığı ve düzenini koruma amacıyla getirilen sınırlamalar dikkat çekmektedir. Bu özgürlüğün güncel tartışmalara konu olmasının başlıca sebebi, Türk Ceza Kanunu’nun 190. maddesi kapsamında yer alan “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma Suçu” hükmüdür. Söz konusu maddeye göre, “Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” Bu düzenleme, sanat ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilen bazı rap şarkılarının suç teşkil edip etmediği konusundaki tartışmaları da beraberinde getirmektedir.
Anayasa, sanatsal özgürlüğünü; ancak devletin temel yapısı, bölünmez bütünlüğü ve millî güvenlik gibi kamu düzeninin korunması amacıyla, yasalarla ölçülü ve orantılı sınırlamalara tabi tutabileceğimizi öngörür. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi net bir şekilde; özgürlüğün kullanımı ile kamu yararı arasında bir denge gözetilmesi gerektiğini vurgular. Buna karşın, Türk Ceza Kanunu’nun 190. Maddesinde yer alan, “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendirme” ifadesi uygulayıcılar tarafından aşırı katı ve biçimci bir yaklaşımla yorumlanabilir.
Bu durumda, anayasanın geniş bir ifade alanı tanıdığı sanatsal faaliyetlerin, TCK 190’uncu maddesinin getirdiği ağır ceza hükümleriyle, belli yorum farkları yüzünden suç sayılmayacak eylemler açısından bile daraltılması söz konusu olabilir mi? Sınırlayıcı bir yaklaşımın eseri olarak; dar yorum sayesinde, hukuken suç teşkil etmeyen bazı yayın, eser ya da söylemler cezai sorumluluğa tabi tutulabilir mi?
Peki; Rap sözlerinde, yoruma bağlı olarak rastlanabilecek uyuşturucu göndermeleri, hukuken “alenen özendirme” olarak nitelendirilebilecek kadar açık ve doğrudan bir teşvik içeriyor mu, işte asıl tartışma buradan doğuyor: TCK 190’un ruhuna bakıldığında, suçun kurulabilmesi için “alenen özendirme”nin açık, somut ve amaçlı olması gerekir. Bir sanat eserinde geçen mesela “x maddeyi dene, özgürleş” gibi net davetler, haklı olarak yasak kapsamına girebilir. Fakat rap, çoğu zaman hayatın karanlık sokağından beslenen, metaforlarla bezenmiş, bazen imalı bazen de nostaljik anlatımlara sahnedir. Burada asıl sorun, lafın gelişi yapılan referansların muhatapta “denemeliyim” dürtüsü yaratıp yaratmadığıdır.
RAP ŞARKI SÖZLERİNİN “ALENEN ÖZENDİRME” KAPSAMINDA CEZAİ SORUMLULUK TAŞIYIP TAŞIMADIĞINI TESPİT EDEBİLMEK İÇİN, HANGİ YORUM ODAKLI KRİTERLERE DAİR SORULAR SORULMALIDIR?
Rap şarkı sözlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 190. maddesi kapsamında “alenen özendirme” suçu oluşturup oluşturmadığını objektif şekilde belirleyebilmek için, öncelikle ifade özgürlüğünün AİHS Madde 10 ve AİHM içtihatları ışığında nasıl sınırlandığına dair yorum odaklı sorularla yaklaşmak gerekir. Bu sorularla, şarkı metninin içeriği, bağlamı, amacı ve hedef kitlesi ortaya koyulacak, “kamu düzeni” ve “orantılılık” kriterleri çerçevesinde mahkemelerin takdir yetkisinin ölçülülük ve meşru amaç noktasında sınırları çizilecektir. Örneğin;
- Rap şarkı sözlerinde geçen ifadeler, uyuşturucu kullanımı için doğrudan bir çağrı veya öğüt içeriyor mu?
- Rap şarkı sözleri, toplumsal bir gerçeği yansıtma veya eleştirel bir bakış açısı sunma amacı mı taşıyor, yoksa salt kullanım için özendirici nitelikte midir?
- Rap şarkı sözleri, hangi yaş veya sosyal grubu hedefliyor; bu kitle dinlediği rap şarkısını “uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi denemeye teşvik” olarak algılayabilir mi?
- Otosansür bakımından; şarkı sözleri hangi mecrada yayımlanıyor? Yayın öncesi veya sonrası bir sansür, denetim mekanizması devrede mi?
- Son olarak; Alenen özendirme suçunda öngörülen ceza yaptırımı sanatçıya uygulanırsa, ifade özgürlüğüne orantısız bir müdahale doğacak mıdır?
- Yani Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında sanatçıya yönelik yakalama, gözaltı, tutuklama, adlî kontrol, arama veya el koyma gibi koruma tedbirleri uygulamak yerine, yalnızca rap şarkısına erişim engeli getirilmesi, hedef kitlenin şarkıya olan ilgisini azaltarak kamu düzeninin korunması amacına daha uygun bir yöntem olabilir mi?
